Image
Eylül 06 2017 02:58

Yerini yadırgayan adam

Ahh işte “Orada”sın yine!
 
Ne kadar kolay senin için “Orada” olmak ve kim bilir ne kadar güzeldir “Orada” olmak… Bense her zaman “Burada” oluyorum. Her zaman “Burada” olmayı seçtiğim için değil elbette, “Burada” olmak dışında başka bir yerde olamıyorum. Sadece “Burada” olabiliyorum ben. 
“Orada” hep başkaları oluyor, Sanki ortasında girmişim bir filme de benim dışımda herkes bütün hikâyeyi biliyor gibi… Öyle yabancıyım işte “Orada” olmaya. Halbuki ne çok isterdim “Orada” olmak, Orada”kiler arasında bulunmak, "Buradan" oraya "Orada”-nlaşmak" ve "Burada”n artık "Orada”n diye söz etmek. “Burada” bulunduğum dönemleri yani hayatımın bu zorlu zamanlarını, “Burada” nasıl mücadele ettiğimi, nasıl hayatta kaldığımı ve galip geldiğimi “Orada”kilere, uzun uzun anlatmak. Bir savaş kavramanı edası ile “Burada”n kalan yaralarımı “Orada” iken göstermek ve her normal “Orada”n biri gibi buram buram “Orada”n kokmak. Bende isterdim "Orada”kiler ile hemhal, mahrem, party yani “Orada”yken “Orada”kilerle olabilecek her şeyi olmak. Ama olmuyor, yapamıyorum. “Orada” yapılacak milyonlarca güzel şey geliyor aklıma ama “Burada” … İşin aslı benim bu mahrem isteğim bu hayalim bile bir süre sonra “Orada” asılı kalıyor, “Burada”n ve benden uzakta. 
 
Güzel olan her şey “Orada” yani iki adım uzakta hep. Bir adım atıp sonra elimle uzansam ya da bir adım daha atsam erişeceğim gibi duruyor ama olmuyor, yapamıyorum. İki kol genişliği kadar bu fark baş edilemez bir mesafe olup çıkıyor, aklım almıyor. Hangi iki şey arasındaki fark bu kadar büyük olabilir ve ruhumu böylesi bir yalnızlığa mahkum edebilir bilemiyorum. Her şey ve herkes sürekli bana nispet yapar gibi “Orada”n bir diğer “Orada”ya hareket ediyor ve ben bu kadar bu kadar çoklu “Orada”nın olduğu bir varoluşta bile, “Burada”nın gerçekliğinin dışına çıkamıyorum. Ben hep “Burada” hep “Orada”n uzakta. Nereye gitsem “Burada” oluyor. “Burada” olmak ise hiç çekilmiyor, arzın merkezine işlenmiş bir kural gibi gittiğim her yerde nasıl oluyorsa “Burada” oluyorum, “Burada” kokuyor ve “Burada” gibi görünüyorum. 
Hayır hayır kabullendim artık “Burada” olmak benim lanetim. Bu adam da “Burada” dursun denilmiş sanki benim için. Muhtemelen “Burada”da öleceğim ve ebediyen “Burada” yatacağım. Ahh ne yazık ki “Burada”n başka gidecek yerim yok. 
 
İşte… İşte… yine “Orada”n bana bakıp sırıtıyorlar, içten içe alay ediyorlar benlen biliyorum. “Burada” olduğum için. Sürekli çekiştiriyorlar beni, sürekli arkamdan konuşuyorlar. “Orada” olsam gösterirdim onlara günlerini belki… “Burada”n ne yapabilirim ki? 
 
“Oğlum bütün bu gürültüyü sandalyede oturduğun için mi yapıyorsun? Bayram işte kalabalık ev, koltukta yer kalmadı ne var bu kadar büyütecek? Üstelik onların hepsi bizim büyüğümüz.” (Ev sahibi)
 
Ben anlamam, iyi geçineceksiniz benimle, sizi bir yazıda köşeye çekip, olmadık işler açarım başınıza. Şu tatlıyı yanaştır bari!
 
“Haydaa bu da yazar kesildi başımıza, triplere bakar mısın!” (Ev sahibi)
 
Tabii tabii öyle oldu şimdi. Belli ki “Orada” olmak sana da yaramamış, artık havasından mı suyundan mı bilemiyorum.
Kim bilir belki de “Orada” olmak bana göre değildir. 
 
< Kurban bayramı anısı>

2017 : memet tayanç

Günde 500 kelimelik denemeler...